Hakkımızda

En Mükemmel Adalet, Vicdandır!

 

Türkiye’de özellikle 20.07.2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) süreci ile birlikte tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve BM milletler siyasal ve medeni Haklar sözleşmesinde tanımlanan bir çok temel hak ve özgürlüklerin, siyasal iktidar tarafından kısıtlanması , sınırlanması yoluna gidilmiştir. Bu süreçte özellikle uzun gözaltı ve tutukluluk süreleri, makul sürede yargılanma, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesi, mahkemeye erişim hakkı, suçun ve cezanın şahsiliği ilkesi, masumiyet karinesi konusunda bir çok hak ihlali yaşanmış, bu konularda raporlar düzenlemiş hatta bir çok hak ihlali yazılı ve görsel medyada yer almıştır. Doğal olarak bu temel hak ve özgürlüklerin keyfi ve HAKKIN ÖZÜNE dokunan sınırlamalar ile ADİL YARGILANMA HAKKI ihlal edilmiştir. Avukatlar, OHAL İlanının ilk dönemlerinde gözaltına alınan müvekkilleri ile 5 gün gibi uzun bir süre kollukta görüşememiş, cezaevlerinde yapılan görüşmeler kamera kaydı altında ve infaz koruma memurları gözetiminde yapılmıştır. Avukatların dosyaya erişim hakkı kısıtlılık kararları ile engellenmiştir, bu temelde savunma hakkı büyük bir darbe almıştır. OHAL sürecinin bitimine rağmen OHAL döneminde çıkarılan bu hukuka ve temel hak ve özgürlüklere aykırı yasalar ise Meclis denetiminden geçerek yasa haline getirilmiştir. Bu nedenle bugün halen devam eden savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı önündeki engeller bulunmaktadır. Herkesçe az veya çok bilinen bu hukuk dışı belirlemeler nedeniyle mesleğini gereğince icra edemeyen ve insan hakları farkındalığı yaratmak amacıyla uzun yıllardan beri çeşitli Sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak çalışan bir kısım avukatlar olarak bir araya gelip, yaşanan bu süreç tarafımızca değerlendirilmiş ve çözüm yolları aranmıştır. Temel sorunun ulusal ve uluslar arası mevzuatta güvence altına alınan “temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması sorunu “ olduğu, bu kısıtlamaların Hukuk devleti ilkesine aykırılıkları üzerinden tartışmalar yapılmıştır. Bu nedenle; öncelikle kurumsal olarak oluşturulacak bir oluşumda bir araya gelerek, yaşanan hak ihlallerinin tespiti, raporlanması, hak ihlallerinin yaşandığı olaylarla ilgili davalarda müdahil ve gözlemci olmak, toplumsal olaylarda yaşanan hak ihlallerinin çözümü noktasında etkin olarak sürece müdahil olmak, bununla beraber özelikle toplumdaki nefret suçları, etnik, dini, cinsel yönelim ve ideolojik temelli ayrımcılık hususunda çalışmalar yapmak ve insan hakları alanında çalışan, hedef gösterilen hukukçu ve insan hakları savunucularına yönelik oluşan hak ihlallerine karşı ortak tavır ve çalışma yapılması amacıyla dernek kurulması fikri ortaya çıkmıştır.

Ülkemizdeki en önemli sorunun Ulusal ve Uluslararası mevzuatta güvence altına alınan ve tüm hakların kapsayıcısı konumunda olan Adil Yargılanma Hakkı olduğu tespit edilmiş, Bu tespitimiz özellikle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların istatistikleri ile doğrulanmıştır. Bu nedenle temel çalışma alanımız “Adil Yargılanma Hakkı“ başlığı altında insan hakları hukuku alanında aktif ve etkin çalışma temel bir hedef olarak belirlenmiştir. Demokratik bir yaşam düzeninin ve Hukuk Devletinin temel değeri olan Hukukun üstünlüğü ilkesinin ancak ve ancak Adil yargılanma hakkı ile yaşam bulması mümkün olabileceği inancını taşımaktayız. Özellikle İnsan hakları temel değerlerinin toplumsal farkındalığının yaratılması, Temel hak ve özgürlükler konusunda Ulusal ve Uluslararası Mahkemelerin ve mekanizmaların kararlarının takibi ve başvuru mekanizmaları farkındalığını yaratmak, hak ihlallerinin takibi, raporlanması ve çözümleri konusunda hukukçu ve insan hakları savunuculuğu hassasiyeti ile yaklaşım temel şiarımız ve hedefimizdir.

ADİL YARGILANMA HAKKINA ERİŞİM DERNEĞİ

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklam Engelleme Algılandı! Sitemizi daha düzgün kullanabilmeniz için lütfen Reklam Engelleme yazılımını kapatınız.