Basın AçıklamalarıDuyurularHaberler

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, BM’nin Herkesin Zorla Kaybedilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne Taraf Olmalıdır!

Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında başlayan ve ikinci yarısında da yaygın şekilde devam eden zorla kaybedilme vakalarına karşı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilk olarak 18 Aralık 1992 tarihinde “Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildiri” kabul edilip ilan edilmiştir. Bildiri, zorla kaybetmenin insanlığa karşı bir suç olduğunu vurgulayarak, bu konuda yaşanmış mağduriyetleri telafi etme ve olası ihlallerin tekrarlanmasını önleme adına, devletlere ve uluslararası topluma sorumluluk yükleyen, temel standartları belirleyen ilk adım ve referans metin olması açısından büyük bir öneme sahiptir.

Ancak bildirinin tavsiye niteliğinde olması ve zorlayıcı hükümler içermemesi, bildiride yazılanların sadece kâğıt üzerinde kalmaması ve daha etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi adına bağlayıcı nitelikte bir uluslararası sözleşmeyi zorunlu kılmıştır. Nihayetinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2006 tarihinde “Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmelere Karşı Herkesin Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme” kabul edilmiş ve 23 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye taraf devletler, zorla kaybetme suçunun işlenmesini önleyici, failleri cezalandırıcı, mağdurları ve yakınlarını koruyucu ve zararlarını tazmin edici etkin politikalar oluşturmayı ve sözleşmenin diğer hükümlerini iç hukuklarına dâhil ederek uygulamayı taahhüt etmişlerdir.

1980’li ve 1990’lı yıllarda, özellikle Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde meydana gelen sistematik zorla kaybetme vakaları ile Cumartesi Anneleri/İnsanlarının günümüze kadar süren adalet arayışı ve mücadeleleri göz önüne alındığında, bu konudaki olumsuz sicili malum olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her ne kadar 25 Ocak 2011 tarihinde sözleşmeyi imzalama iradesi göstermişse de, sözleşmeyi onaylamadığından ve sözleşmeye taraf olmadığından, esasen sözleşme hükümlerine uyma yükümlülüğünü de resmi olarak üstlenmemiştir. Bu konudaki isteksizliği ise hâlâ devam etmektedir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edilen yazılı metinlerde birlikte hukuki boyutu ile ele alınan zorla kaybetme vakalarının uzun erimli belirsizlikleri ve yarattığı travmalar göz önünde bulundurularak, bu vakaların insani boyutu ile de ele alınması, mağdurlarla dayanışma gösterilmesi ve küresel ölçekte farkındalık yaratılması adına, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 21 Aralık 2010 tarihinde 30 Ağustos “Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Günü” olarak ilan edilmiştir.

AYHED olarak, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Günü’nde zorla kaybedilen insanları saygıyla anıyor, mağdur ailelerinin mücadelelerini destekliyor ve Türkiye Devleti’nin Zorla Kaybedilmelere Karşı Uluslararası Sözleşme’yi derhal onaylaması ve gereğini yerine getirmesinin elzem olduğunu belirtiyoruz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Reklam Engelleme Algılandı! Sitemizi daha düzgün kullanabilmeniz için lütfen Reklam Engelleme yazılımını kapatınız.